Türkiye’de yapay zekâ alanında tarihi bir adım atıldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Yandex Türkiye, Türkiye’de ilk kez bir üniversite ile global bir teknoloji şirketini aynı çatı altında buluşturan yüksek lisans programını başlatıyor. Ekim ayında başlayacak olan program, düzenlenen imza töreniyle kamuoyuna duyuruldu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın nezaretinde imzalanan protokol, Türkiye’nin yapay zekâ kapasitesini artırmayı, küresel ölçekte rekabetçi çözümler üretmeyi ve ODTÜ’nün 75. yılına ilerlerken stratejik katkılar sağlamayı hedefliyor.
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil ile Yandex Türkiye Genel Müdürü ve Yandex Search International CEO’su Alexander Popovskiy tarafından imzalanan Protokol imza töreninde, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar da hazır bulundu.
Programın tamamen İngilizce yürütüleceği bildirilirken, makine öğrenmesi, derin öğrenme, doğal dil işleme, etik yapay zekâ uygulamaları, GPU programlama, büyük veri sistemleri ve MLOps gibi dersleri kapsayacağı öğrenildi. Programa ilk aşamada 20 öğrenci kabul edilecek, bunlardan 10’u aylık 500 ABD doları burs ile desteklenecek. Ayrıca öğrencilerin uluslararası konferanslara katılımı için ek fon sağlanacak. Öğrenciler hem ODTÜ akademisyenlerinden hem de Yandex araştırmacılarından ders alacak ve gerçek veri setleri üzerinde geniş ölçekli deneyler yapma imkânı bulacak.
İşbirliği sadece eğitimle sınırlı kalmayacak. ODTÜ kampüsünde Ortak Yapay Zekâ Araştırma Laboratuvarı kurulacak ve Türkçe ile çok dilli doğal dil işleme sistemleri geliştirilecek. Görüntü işleme, otonom araçlar, robotik sistemler, enerji verimli donanımlar ve beyin esinli hesaplama sistemleri gibi alanlarda ortak projeler yürütülecek. Bu çalışmaların sonucunda ortak patentler, yazılım çözümleri ve uluslararası akademik yayınların ortaya çıkması hedefleniyor.
ODTÜ, akademik birikimi, araştırma altyapısı ve teknokent deneyimiyle sürece katkı sunarken; Yandex Türkiye, yapay zekâ algoritmaları, büyük veri teknolojileri ve uluslararası işbirliği ağıyla öğrencilere ölçeklenebilir çözümler ve güçlü bir mentorluk desteği sağlayacak. Ayrıca bulut tabanlı CPU/GPU altyapısı da öğrencilere açılacak.
Yılmaz: “Yapay zekâ alanında atılmış önemli bir işbirliği”
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2030 yılına kadar yapay zekânın küresel ekonomiye 15,7 trilyon dolarlık katkı sağlayacağının öngörüldüğüne vurgu yaptı.
ODTÜ ve Yandex arasındaki işbirliğinin önemli bir adım olduğuna vurgu yapan Yılmaz, “ODTÜ ve Yandex işbirliğinde hayata geçirilen Yapay Zekâ Mühendisliği Yüksek Lisans Programı Lansmanı vesilesiyle sizlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bugün, mezunu olmaktan onur duyduğum ODTÜ’de bu kıymetli iş birliğine tanıklık ediyor olmayı da ayrıca anlamlı buluyorum. ODTÜ’nün köklü akademik birikimi ve yenilikçi vizyonu ile Yandex’in ileri teknoloji ve eğitim yetkinliklerini buluşturan bu program, yapay zekâ alanında atılmış önemli bir işbirliği adımıdır. Bu adımı, en değerli varlığımız olan gençlerimizin bilgiyle donanmış, özgüvenli ve geleceğe yön veren mühendisler olarak yetişmesine zemin hazırlayacak olması açısından oldukça kıymetli buluyorum. Günümüz dünyasında kalkınmanın en önemli sermayesi, şüphesiz; bilginin odaklandığı varlık ise insan. Uluslararası rekabette de ülke içinde de daha iyi bir konuma yükselmek, daha ileriye gitmek için yapacağımız şey bilgili, donanımlı, nitelikli, yenilikçi, girişimci, gençler yetiştirmek. En değerli varlığımız bu. Kalkınmanın hedefi insan olduğu gibi en önemli en etkili vasıtası da yine insan. Dolayısıyla burada da insana yatırım yapma anlayışıyla geliştirilen bir işbirliği görüyoruz. Bu açıdan çok kıymetli. Yapay zekâ (YZ), günümüzde bilgisayar bilimleri ve mühendisliği alanının ötesine taşmış; sağlık, ekonomi ve sosyal bilimler dahil birçok alanı etkileyen hale gelmiştir. Artık insanlar arasında olduğu gibi makineler arasında da öğrenme mümkündür; algoritmalar insan davranışlarını çözümlemekte, aynı zamanda yeni çözümler üretebilmektedir. Bu dönüşüm, iş modellerinden devlet yönetimlerine, ticaretten diplomasiye kadar pek çok yapıyı yeniden şekillendirmektedir. Tüketici tercihlerinin oluşmasından, siyasi tercihlerinize varıncaya kadar birçok alanı bu gelişmelerin etkilediğini görüyoruz. Bir yönüyle baktığınızda kötüye kullanımı, zararlı kullanımı da yüksek. Bu potansiyeli de yüksek bir teknolojiden bahsediyoruz. Manipülasyon için de kullanılabilecek bir teknoloji ama bir diğer taraftan da verimliliği arttırmak ve kaynakları çok daha verimli kullanmak, insana hizmet etmek için de son derece etkili bir araç. Sağlık Bakanlığımızın fiilen yaptığı bir çalışma var. Kadınlarda meme kanseri yaygın bir risk. Taramalarda çok sayıda filmler çekiliyor. Bunları analiz edip teşhis etmek 5-6 ay vakit alıyor doktorun. Yapay zeka devreye girdiğinde 1-2 hafta içinde bu teşhisler yapılabiliyor. Erken teşhis yapıldığı için de insanların canı kurtuluyor, çok önemli bir katkıda bulunmuş oluyor. Buna benzer sulama sistemlerinden enerji verimliliğine, ulaşım sistemlerinden başka alanlara varıncaya kadar yapay zekanın verimliliği arttırmak, insan refahını arttırmak için kullanımı mümkün. Yangınlar yaşıyoruz örneğin. İklim değişikliği, bunun getirdiği riskler. Yapay zeka destekli sistemlerle ancak bu riskleri yönetebileceğimizi görüyoruz. Afet yönetimi yine yapay zekanın çok önemli bir kullanım alanı. Bunların sayısını arttırabiliriz. Dolayısıyla zararlı etkilerini olabildiğince azaltan, faydalarını çoğaltan bir anlayışla hareket ediyoruz. Vizyonumuz bu şekilde. Mutlaka yapay zekanın etikle, hukukla bir arada kullanılması gerekiyor ama bir taraftan da piyasa dinamiklerini öldürmemeniz lazım. Bu dengeyi korumak durumundayız. Çerçeve düzenlemelerle gidelim diyoruz bu alanla ilgili. Gelişmeleri takip ederek, onların sonuçlarını görerek Dünya ile birlikte Avrupa ile birlikte bu düzenlemeleri gerçekleştirelim diye düşünüyoruz” dedi.
“Yapay zekânın dünya ekonomisi üzerindeki etkisi de büyük”
Yapay zekanın dünya ekonomisi üzerindeki etkisinin büyük olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Yapay öğrenme (makine öğrenmesi), derin öğrenme, doğal dil işleme, bilgisayarlı görü, pekiştirmeli öğrenme ve üretici yapay zekâ alanlarında yaşanan gelişmeler; akademik araştırmaları ve sanayiyi dönüştürerek yeni uygulamalar ve iş modelleri ortaya çıkarmıştır. Bu tablo, yapay zekâ yöntemlerine hâkim, ileri düzeyde uzmanlaşmış ve bilgisini endüstriyel uygulamalara aktarabilen mühendis, bilim insanı ve araştırmacılara duyulan ihtiyacı her geçen gün artırmaktadır. Yapay zekânın dünya ekonomisinde giderek daha fazla ağırlık kazandığını görüyoruz. Yapılan projeksiyonlara göre (PwC), 2030 yılına kadar yapay zekânın küresel ekonomiye 15,7 trilyon dolarlık katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Dünya ekonomisine ikinci bir Çin büyüklüğünde bir etkiden bahsediyoruz. Ekonomik olarak da çok önemli bir dönüşümün yaşandığını ifade etmek isterim. Bu dönüşümde de ülkeler arası rekabet önemli. Yapay zekanın sosyal adalet ile ilişkisini ve gelir dağılımına etkisini çok dikkatli analiz etmeliyiz. Hem ülke içinde hem ülkeler arasında. Bu teknolojileri toplumun geneline yaygınlaştırmazsanız, dar bir çerçevede kalırsa toplumsal eşitsizlikleri arttırma riski çok yüksek. Dolayısıyla yapay zeka konusunun eğitim sistemimize entegre olarak bütün toplumsal kesimlere fırsat eşitliği çerçevesinde, sosyal adalet çerçevesinde yaygınlaşması gerekiyor. Aksi takdirde bu yeni dijital teknolojiler, sosyal eşitsizlikleri arttıracaktır. Aynı şey ülkeler arasında da geçerli. Yapay zekanın, yeni teknolojilerin dünyaya dağılımı ülkeler arası ilişkiyi ve gelir, servet dağılımını da belirleyecek. Burada daha erken yola çıkan ülkeler şüphesiz daha fazla mesafe alacaklardır. Hem ülke içi hem de uluslararası anlamda gelir dağılımı, gelir eşitsizleri, sosyal adalet başlığının da bu tartıştığımız konularla yakıından ilgili olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
‘Böyle bir dönüşüm dalgasında önceden harekete geçen ülkeler, geleceğin jeopolitik ve ekonomik dengelerinde söz sahibi olacaktır’ diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zira konu, teknoloji boyutunu aşmış ve doğrudan küresel güç mücadelesinin merkezine oturmuştur. Türkiye, bu büyük dönüşümde izleyici olamaz; iddiamız, kendi teknolojisini üreten, yöneten, uygulayan ve ihraç eden ülkeler arasında yer almaktır. Burada da en önemli unsur üniversite ile sanayinin işbirliği. YÖK Başkanımızı burada kutluyorum. Son yıllarda bu alanda önemli adımlar atılıyor. Bunları daha da geliştirmemiz gerekiyor. Burdaki örneği çoğaltmamız gerekiyor. Hem ulusal firmalarla, hem küresel şirketlerle üniversitelerimizin ilişkilerini geliştirmemiz, eğitimle uygulama arasındaki bağlantıyı güçlendirmemiz hem üniversitelerimizin daha yüksek seviyelere çıkmasına yol açacaktır hem de sanayinin ekonominin katma değerini arttıracaktır. Özellikle ODTÜ önemli bir üniversitemiz. İlk 300’deki tek üniversite ama yakın bir tarihte inşallah ilk 100’e girer. Onu temenni ediyoruz. YÖK Başkanımızın bana söylediği bilgiye göre yakın gelecekte en az 2 üniversitemizin ilk 100’e girmesini hedefliyoruz. 2029 senesi itibariyle. Dolayısıyla çok çalışmamız lazım. Başka üniversitelerimiz de inşallah buna katılırlar, sıralarını arttırırlar. Ondan önemli olan ülkemize, milletimize ne kazandırdığımız. Sonuçta bütün bu üniversiteler halkımızın vergileriyle inşa edildi, ayakta duruyor. Vatandaşımızın fedakarlığıyla ayakta duruyor. Dolayısıyla üniversitelerimizin topluma neyi kazandıracağı çok önemli. Burada Teknokent’in de sosyal projeleriyle, başka bir takım çalışmalarıyla mutlaka üniversitelerimizinden daha çok katkı bekliyoruz. Ay’a ilk makine ODTÜ’den gidecek. Bu konuda da ODTÜ’yü ve değerli hocalarımızı, emeği geçenleri tebrik ediyorum. Yakın bir gelecekte inşallah onu da ay yüzeyinde görürüz. Türkiye’nin artık bunları tartışması lazım. Türkiye’nin bu konularda çok daha yoğun şekilde bütün gücünü, özel sektörüyle, kamusuyla, üniversitesiyle bu konulara odaklaması lazım diye inanıyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde attığımız adımlarla, bu iddiamızın ruhu olan Milli Teknoloji Hamlemiz, bizlere yol gösteren bir pusula ve somut bir eylem planıdır. Bu kapsamda, yapay zekâyı ulusal kalkınmamızın, toplumsal refahımızın ve stratejik özerkliğimizin en temel unsurlarından biri olarak görüyoruz. İlgili tüm paydaşlarımızın katkılarıyla ülkemizin ilk Ulusal Yapay Zekâ Stratejisini (UYZS) hazırladık ve uygulamaya koyduk. Yapay zeka kurulumuz var benim başkanlığımda. İlgili tüm kurumlarımız burada. Sektörün paydaşlarıyla birlikte de hareket ederek bu stratejimizi hazırlamış durumdayız. Bu strateji ile "müreffeh bir Türkiye için çevik ve sürdürülebilir YZ ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek" vizyonuyla hareket ediyoruz. Stratejimizin en temel önceliği, bu alandaki insan kaynağımızı güçlendirmektir. Bu konuda da YÖK Başkanlığımıza müteşekkiriz. Birçok üniversitemizde eğitim programları, doktora programları, master programları açılmış durumda. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte bunun sonuçlarını hem akademide hem kamu yönetiminde hem de ekonomide göreceğiz. Yapay zekâ ekosistemini büyütmek istiyorsak, nitelikli insan kaynağını merkeze alan politikaları geliştirmemiz şarttır. Bu anlayışla oluşturulan ve ileri düzeyde teorik ve uygulamalı boyutlar içeren ODTÜ-YANDEX yüksek lisans programındaki özel sektör-akademi işbirliğini ve ortaya konulan yönetişim modelini çok anlamlı buluyorum. Unutmamalıyız ki, yapay zekâ sistemlerini kodlayan da yöneten de hâlâ insandır; dolayısıyla en kritik yatırım, insana yapılan yatırımdır. Yapay zeka ne kadar gelişmiş olursa olsun doğal zekayı da unutmamamız lazım. İkisi bir arada yürümesi lazım. Bu bilinçle, erken yaşta ilgi uyandıran Deneyap Teknoloji Atölyelerinden, TEKNOFEST gibi büyük organizasyonlara, üniversitelerdeki yeni nesil programlara ve sektörel işbirliklerine kadar uzanan bütüncül bir ekosistem inşa ettik. Kamuda çalışan personele yönelik de yapay zekâ farkındalık ve teknik kapasiteyi artıran eğitim programları uyguluyoruz.”
“Üniversiteler vizyoner iş birliklerinin merkezidir”
Üniversitelerin araştırmanın yeniliğin, girişimciliğin ve vizyoner iş birliklerinin merkezi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Geldiğimiz noktada, yapay zekâ ekosisteminin sürdürülebilir gelişimi; akademi, özel sektör ve kamunun eşgüdüm içinde çalışmasına bağlıdır. Üniversitelerimizin stratejik rolü tam da burada devreye girmektedir. Üniversiteler, araştırmanın, yeniliğin, girişimciliğin ve vizyoner iş birliklerinin merkezidir. Üniversitelerimizin ürettiği bilgi, mutlaka hem kamuda hem özel sektörde kullanılmak durumundadır. Üniversiteler tabii ki eğitim verecek, bilgiyi aktaracak yeni nesillere, tabii ki yeni bilgi üretecekler, mevcut bilgiye ilaveler yapacaklar ama bu iki fonksiyonun dışında üçüncü fonksiyon var ki o da bilgiyi kullanmak. Bilgiyi kullanmak için yapıyoruz tüm bunları. Dolayısıyla bu da kalkınma fonksiyonu. Mutlaka üniversitelerimizin hem sosyal, hem de teknik konularda daha fazla bilgi kullanımını sağlamaları gerekir diye inanıyorum. Yandex'in kendi bünyesindeki uzman profesyoneller, programda eğitmen olarak da yer alacak, öğrencilerimize tez çalışmalarında eş-danışmanlık desteği sunacak ve şirketin veri setlerine erişim imkânı tanıyacaklardır. Böylece teorik bilgiyle pratik bilgi bir araya gelmiş olacak. Ayrıca, ücretsiz düzenlenecek yaz okulu uygulaması da yine önemli bir imkan sunmuş olacak. YANDEX’in bulut bilişim hizmetlerinin ücretsiz sağlanacak olmasını; projeler, ödevler dahil bilimsel faaliyetler için bilişim kaynaklarına erişim garantisi verilmesini; akademisyen ve öğrencilerin yapay zeka alanında yurt içi ve yurt dışı etkinlikler ve akademik konferanslara katılım, burs gibi imkanlarla bu program zenginleştirilmiş durumda. Bu iş birliğinin, Ankara kampüsüyle sınırlı kalmayıp, ODTÜ’nün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Bakü ve Dubai kampüslerinde de uygulanabilecek bir modelde kurgulanmasından da büyük memnuniyet duyduğumu ayrıca ifade etmek isterim. ODTÜ artık sadece akademisyen ve öğrenci alan bir üniversite değil, yurtdışına da açılan, yurt dışında da geniş bir network oluşturan bir üniversitemiz haline geldi. En son Özbekistan örneğinde gördüğümüz gibi, programlar açarak, çeşitli ülkelerde de destekler sunar hale geldi. YÖK’ün geliştirdiği yeni bir uluslararası model diyelim. Bu kıymetli yolculukta emeği geçen herkese; başta vizyoner adımlarıyla programı hayata geçiren ODTÜ ve Yandex’in değerli yöneticilerine, projeyi Rusya ve Türkiye hattında titizlikle yürüten kıymetli akademisyen ve uzmanlara, en önemlisi de geleceğimizin mimarı olacak olan sevgili öğrencilerimize gönülden teşekkür ediyorum. Yandex’e çok teşekkür ediyorum. Bu proje için ilk konuştuğumuz andan itibaren büyük bir çaba sarf ettiler. Gerçekten olabilecek her türlü katkıyı sundular. Programın hazırlık sürecinde CB Dijital Dönüşüm Ofisi ve YÖK temsilcileri ile yakın işbirliği içinde çalışıldı. Onlara da vermiş oldukları katkılar için teşekkür ediyorum. Yüksek lisans programının tüm öğrencilerimiz, ülkemiz ve insanlık adına hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi bir kez daha sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”
Yozgatlıgil: “ODTÜ yalnızca bir üniversite değil; geleceğin tasarım merkezi olmuştur”
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil ise, Türk yükseköğretiminin geleceği açısından çok önemli bir adımın hayata geçirilişine tanıklık etmekten büyük mutluluk duyduğunu belirleterek, şu ifadeleri kullandı:
“Yapay zekâ, yalnızca teknolojik bir dönüşüm değil; bilimin, ekonominin, sanayinin ve toplumsal hayatın bütün dinamiklerini kökten değiştiren bir paradigma değişimidir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi olarak bizler, yetmiş yılı bulan akademik birikimimiz, araştırma gücümüz ve yetiştirdiğimiz nitelikli insan kaynağıyla bu dönüşümde ülkemize öncülük ediyoruz. ODTÜ, kuruluşundan bu yana Türkiye’nin kalkınma vizyonunun bilimsel altyapısını inşa eden, yalnızca bir üniversite değil; geleceğin tasarım merkezi olmuştur. Bugün mezunlarımız, Google, OpenAI, Meta gibi dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinde sorumluluklar üstlenerek ODTÜ’de kazandıkları birikimi küresel arenaya taşımaktadır. Aynı zamanda Türkiye’de, ODTÜ Teknokent bünyesinde çok sayıda firma ile yapay zekâ ve bilişim alanında yenilikçi projeler geliştiriyoruz. Bu projeler, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna doğrudan katkı sağlamakta ve Türkiye’nin Yapay Zekâ Stratejisi ile güçlü bir uyum göstermektedir.”
“Önümüzdeki dönemde ilk 100 üniversite arasına girmeyi hedefliyoruz”
Uluslararası sıralamalarda yükselen trendle dünyanın en iyi 269. üniversitesi konumunda olduklarını vurgulayan Yozgatlıgil, "Ancak hedefimiz çok daha iddialı: Önümüzdeki dönemde ilk 100 üniversite arasına girmek. Bu hedefe yürürken bizleri yüreklendiren ve destekleriyle yolumuzu güçlendiren Sayın YÖK Başkanımıza özellikle teşekkür ediyorum. Elbette böylesi hedeflere ancak güçlü iş birlikleriyle ulaşabiliriz. İşte bu noktada vizyonumuzu paylaşan Yandex, en önemli paydaşlarımızdan biri oldu. Sağladıkları katkılar ve öğrencilerimize açtıkları uluslararası fırsatlar için kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
“Yapay zekâda güçlü bir üretim merkezi olmak zorundayız”
“ODTÜ yalnızca Ankara’da değil, farklı coğrafyalarda da vizyonunu büyütmektedir” diyen Prof. Dr. Yozgatlıgil, sözlerini şöyle tamamladı: “Kuzey Kıbrıs’ta Yapay Zekâ Mühendisliği yüksek lisans programını, ayrıca Yazılım Mühendisliği ve bu yıl hayata geçirdiğimiz Siber Güvenlik Mühendisliği programlarını başlattık. Kuzey Kıbrıs’ı bir bilişim üssü haline getirme hedefiyle çalışıyoruz. YÖK Başkanımızın vizyoner desteğiyle hayata geçen Bakü’deki Türk–Azerbaycan Üniversitesi ve Taşkent’teki Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümlerimiz aracılığıyla da bölgemize insan kaynağı yetiştiriyoruz. Bu adımlar, yalnızca ülkemizin değil, bölgemizin geleceği için de stratejik bir yatırım anlamına gelmektedir. Çünkü Türkiye’nin 2053 ve 2071 vizyonları, bilgiye dayalı ekonomide öncü ülkelerden biri olmayı gerektiriyor. Bu vizyonu gerçekleştirmek için bilimde, teknolojide ve özellikle yapay zekâda güçlü bir üretim merkezi olmak zorundayız. Ve elbette, bu vizyonun gerçeğe dönüşmesinde en güçlü destekçilerimizden biri, kendisi de bir ODTÜ’lü olan kıymetli Cumhurbaşkanı Yardımcımızdır. Yükseköğretime, bilime ve stratejik teknolojilere verdiği önem ve sahiplenme, bizlere hem ilham hem de güç katmaktadır. Katılımları ve destekleri için kendilerine şükranlarımı arz ediyorum. Bugün aramızda bulunan gençlerimizin gözlerindeki ışık, aslında bütün bu çabaların en anlamlı sonucudur. Biz inanıyoruz ki ODTÜ’de doğan fikirler yalnızca sınıflarda kalmayacak; laboratuvarlardan, teknokentten çıkarak Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini şekillendirecektir.”
Alexander Popovskiy: “Türkiye’nin büyümesinde uzun vadeli bir paydaşız”
Yandex Türkiye Genel Müdürü ve Yandex Search International CEO’su Alexander Popovskiy’da, programın Türkiye dijital pazarı için değerine vurgu yaparak şunları söyledi: “Bu girişim, dünya standartlarında akademik titizliği sektörün en ileri uzmanlığıyla birleştiriyor. Yandex Türkiye olarak, bir şirketten fazlası olmaya kararlıyız. Türkiye’nin büyümesinde uzun vadeli bir paydaşız. Bu program, Türk inovasyonuna doğrudan bir yatırım ve bu kapsamda Türkiye’nin en parlak zihinlerini desteklemekten gurur duyuyoruz. ODTÜ ile stratejik iş birliğimiz, Türkiye’nin teknoloji ekosistemini önümüzdeki on yıllar boyunca şekillendirecek yetenekleri yetiştirecek.”
Bu işbirliğiyle birlikte Türkiye, yapay zekâ ekosisteminde nitelikli insan kaynağını artırmayı, kritik sektörlerde yenilikçi çözümler geliştirmeyi ve küresel projelerde daha görünür bir aktör olmayı hedefliyor. Program, aynı zamanda yeni girişimlerin ve teknokent projelerinin doğmasına da zemin hazırlayacak.
Kaynak: Kapsül