FALCILIK

Yaşadığımız bu iletişim çağında bile 21’ci asrın insanı, üzülerek ve şaşırarak izliyoruz ki, halen cinci hoca denilen kimselerden, medyumlardan bazı konularda medet ummaktadır.

Dinsellik yönünden, Allah'tan başka varlıklardan yardım alma gayesi güden, insanları sağlam bilgi kaynaklarına ve gerçek sebeplere başvurmaktan alıkoyan her türlü falcılık hurafedir, batıl inançtır ve yasaklanmıştır.

Yıldız falcılığı da, falcılık kapsamında olduğu için, İslam dinince hoş görülen bir davranış biçimi değildir.

Rahmetli ilhan Selçuk “İskele Sancak” adlı kitabında insanların fal merakını şöyle anlatır:

“İnsanların fala merakı öteden beri bilinir, eskiden sultanlar yanlarında neden müneccimbaşı bulundururlardı?.. Geleceği okumak için! Yarını bugünden bilmenin dayanılmaz merakı içinde yaşayanlar az değildir, bu yüzden falcıdan falcıya koşanların haddi hesabı yok...

Ne var ki eskiden bir sultan müneccimbaşı olmak kolay değildi, çünkü egemenin aksamdan sabaha, geceden gündüze ne yapacağı bilinmez, efendinin saati dakikasına uymaz!.. Geleceği okuyan nice müneccimbaşının bu yolda canına okunduğunu tarihler yazıyor.

Yıldız falı, ülkeler ve devletler için değil, insanlar için geçerlidir. Gerçi bizim bayrağımızda yıldız var; ama suskun!.. Daha çok hilal konuşuyor: “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak...”

İnsanımız da balık gibi bakıyor geleceğe:

Bir gözü ağlar...

Bir gözü güler...

Bir gözü iskele...

Bir gözü sancak...

Niye böyle bir alıntı veya yorumlamaya girdim? Yaşamını yıldız falına ya da burç hesabına göre ayarlayan, yargılarını yıldızlara bağlayarak düzenleyen kişiler çoğalıyor da ondan...

İnanmıyorsanız, gençlerin kollarına bakın veya hangi burçtansın diye soruverin...