SON DAKİKA
Hava Durumu

Sarı "cesur yürek" liliğini sürdürüyor

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:51

İnsanların başına zaman zaman iş kazası geliyor. Bence eski Erdek Belediye Başkanı Hüseyin Sarı da, böyle iş kazasına uğrayanlardan biri. Hepimizin bildiği bir 29 Mart yerel seçimleri sonrası Erdek Belediye Başkanlığı’nı, rakibine kaptırdı.
Bu nedenlerin önümüzdeki yıllarda tüm detayları ile kimlerin, neler vaad edilerek nerelere getirildiği konuşulacak, yazılacak. Tarih, biliyorsunuz çok sonraları yazılır. Erdek’in de 29 Mart yerel seçimlerinin tarihi işte böylesine önümüzdeki yıllarda yazılınca, gerçekler bir bir ortaya çıkınca, birilerinin ortalarda dolaşacak yüzü olacak mı, çok merak ediyorum.
Erdek İlçe Başkanı Hüseyin Sarı, bir kez daha “cesur yürek” olduğunu ortaya koydu.
Bir basın toplantısı düzenledi ki, akıllara ziyan. Böylesine dobra, böylesine direkt, böylesine hedef gösterilerek birileri işaret edildi mi bugüne kadar bilmiyorum. Ama “doğrular neysen ortaya çıksın” düşüncesi ile hareket eden Hüseyin Sarı, hem gerçekleri açıkladığını söyledi hem de savcıları göreve davet etti.
Belli bir takım çevrelerin Hüseyin Sarı’ya yıllardan bu yana süren saldırıları biliniyor. Son basın toplantısı ile bu saldırılar bir kez daha gündeme geldi. Şu var ki, Sarı onları dikkate dahi almıyor.
Bu saldırıda bulunan çevrelerin, 29 Mart seçimleri ile birlikte sığındıkları bir durum var ki, gülmemek elde değil. Diyorlar ki Sarı için, geçmişin ANAP’lısı, sonranın AKP’lisi ve şimdinin CHP’lisi... Akıllarınca, her seçimde bir başka partiden aday olup siyaseten farklı duruş sergilediğini ortaya koyacaklar ya. Şu sıralar tek sığındıkları nokta burası.
Herkes biliyor ki, Hüseyin Sarı partili olmaktan çok Erdekli olmakla övünen ve Erdekliliğini her seferinde ön plana çıkaran bir siyasetçidir. Bugüne kadar çok nadirdir, “Ben şu partiliyim” dediği... Kendisini bu noktadan vurmaya kalkanlar, hiç şuna dikkat ediyor mu acaba? Sarı 10 yıl önce ANAP’taydı ve yanındaki arkadaşları kimse, O’nunla birlikte AKP’ye geçti. AKP’den de Cemal Öztaylan’ın Bizans oyunları neticesinde ayrılmak zorunda kalınca, CHP’ye geçti. İyi de ANAP’ta yanında kim varsa, yine o arkadaşları ile CHP’ye geçti. CHP, Erdek’te bu kadar oy alırken, Sarı’ya “dönek” diyerek suçlayanlar, yanındaki arkadaşlarını, Sarı’ya oy verenleri de aynı kefeye koyduklarının farkında değiller mi?
Bu da Sarı’nın Erdek’te partilerüstü bir siyasi kimlik olduğunu ortaya koymuyor mu? Onunla birlikte binlerce kişi parti değiştirmiyor mu?
İşte bazı et kafalılar bu kadar oyu Sarı, falan partiye gittiği için partiye verilen oy olarak mı görüyor? Yoksa, partiye geçmesine karşın, Sarı sevgisinin Erdek’te yarattığı bir karizmanın yansıması olduğunu görmezden mi geliyor?
Sarı’yı döneklikle suçlayan, ama buna karşın Cemal Öztaylan’ı göklere çıkaranlar, sanki bilmiyorlar mı ki O’nun da siyasete MHP saflarında başlayıp, ardından DYP’den milletvekili seçildiğini ve ardından da AKP’den belediye başkanı ve milletvekili koltuğuna oturduğunu? Neden, Öztaylan’ın bu hareketini dillerine dolayamıyorlar? Rantları mı kesilir yoksa?
Baktığınızda Hüseyin Sarı da üç parti değiştirmiş, Cemal Öztaylan da üç parti değiştirmiş. Neden hep döneklikle suçlanan Sarı da, Öztaylan değil? At gözlükleriyle bakanlar, göremiyor bunları anlaşılan.
Hüseyin Sarı’ya yıllardan bu yana kalemiyle etmedik hakaret, söylemedik yalan bırakmayan, dünün DHKP-C’lisinin, bugün hangi noktada olduğu da bilinmiyor mu?
Hüseyin Sarı üzerine basa basa kendisinin DHKP-C militanı olduğunu, geçmişte bu nedenle karıştığı eylemlerden çeşitli suçlara istinaden ceza yediğini defalarca dile getirdi. Hatta kendisi de Hüseyin Sarı’ya yönelik yazdığı yazılarda, kendisinin ne kadar büyük devrimci olduğunu, hatta sosyalizm konusunda Sarı’ya ders verebileceğini dahi yazmıştı. Kendisini muhafazakâr milliyetçi olarak tanımlayan Cemal Öztaylan’ı kayıtsız şartsız destekleyen ve onun her icraatini, her söylemini, her yaptığını kocaman kocaman methiyelerle kamuoyuna duyuran bu kişinin artık devrimciliğinden, sosyalistliğinden, geçmişine olan sadakatinden söz etmek mümkün mü?
Kişiler, karşısındaki çamur atarken, önce aynaya bakacak. Aynadaki görüntüsü kendisine düzgün geliyorsa, sorun yok da, eğer görüntü zaten çamursa başkasına atmasına gerek de yoktur herhalde... Çamur ihtiyacını aynadaki görüntüsünden karşılasın, olsun bitsin.
Biz de bunun takdirini kamuoyuna bırakalım en iyisi...
Bugüne kadar yaptığı basın toplantıları ile ses getiren, yaptığı açıklamalarla hop oturtup hop kaldıran eski başkan Sarı, görülüyor ki, eski performansından hiçbir şey kaybetmemiş. Bir yandan eleştiri yaparken, bir yandan da özeleştiri yapmayı da unutmuyor. Karşısındakini suçladığı kadar, kaybetme konusunda ve yaşananlar ile ilgili kendisine yönelik eleştiri oklarını da saplıyor. Bunu yapan, bugüne kadar kaç tane yürekli siyasetçi görüldü ki?
Yıllar yılı, bu bölgenin siyasetini yönlendirme hevesinde olanlar, bir türlü kendi dümensuyuna alamadıkları bir Hüseyin Sarı çıkınca, heveslerinin kursaklarında kalmasının ötesinde, ürettikleri tamamen ranta dayalı siyasetlerinin tekerine de çomak sokunca, hepten delirdiler. Deliliğin verdiği saldırganlıkla yıllar yılı Sarı’ya saldırmayı kendilerine öylesine bir iş edindiler ki, sonunda bu onların mesleği haline dönüştü. Hüseyin Sarı’ya saldırma içgüdüsü, adeta genlerine işledi bu saldırganların. Gözleri başka bir iş göremez oldu. Sonuçta, Erdek’te hükümranlıklarını sürdüremeyen, bırakın hükümranlığı ellerindeki avuçlarındakileri de kaybeden devlet tokatçıları, Sarı’dan yedikleri daha şiddetli tokatın acısını da yine Sarı’ya saldırarak çıkarmanın da hesaplarını yapar oldular.
Bu saldırılarında kendilerine destek olanlar da oldu tabii. Bu doğaldır. Çünkü menfaat ortaklığı içinde olanlar, mutlaka birbirlerini bulurlar. Bunlarınki de böylesine bir bölüşüm ortaklığı olunca, Sarı’ya saldırının şekli de bu yönde gelişmeye başladı.
Unuttukları ya da göremedikleri bir şey vardı ki, o da Hüseyin Sarı’nın direnciydi. Sandılar ki, seçimleri kaybeden bir Hüseyin Sarı, Erdek’te tutunamayacak, kaçıp gidecekti. Beklentiler bu doğrultudaydı. Onlar da, istedikleri gibi Erdek’te at oynatacaklardı. Tıpkı Bandırma’da, tıpkı Gönen’de oynattıkları gibi.
Asıl korktukları şimdi oldu. Hüseyin Sarı, bırakın Erdek’i terketmeyi, aksine belki de belediye başkanlığı döneminden çok daha güçlü bir şekilde Erdek’e sahip çıktı. Bunun da belediye meclis üyelerinin çoğunluğunun CHP’li olmasından kaynaklandığı gibi, başkanlık koltuğunda Hüseyin Aysan’ın da oturması ikinci bir faktör oluşturuyor. Öte yandan şöyle Erdek’e, Bandırma’ya, İstanbul’a, kısacası her yere bir bakın bakalım... Hüseyin Sarı, piyasada elini kolunu sallaya sallaya gezerken, Aysan ya da akıl hocası nerelerde? Neden hiç ortalarda gözükmüyorlar? Halkın içine çıkmaya korkuyorlar mı yoksa?
Belediye başkanlığı döneminde gücünü başkanlık makamından aldığı düşünülebilinirdi. Yanındakilerin başkan olmasından dolayı, yer aldığı öne sürülebilinirdi. Peki, şimdi aynı şeyler düşünülebilinir mi? Kesinlikle hayır. Sade bir vatandaş, ya da çok çok olsun CHP İlçe Başkanı.
İyi de yanında yer alanlar, Hüseyin Sarı’ya inandıkları, güvendikleri ve bu sorunların üstüne ancak O’nun gibi bir “Cesur yürek”, O’nun gibi bir “Deli yürek”, O’nun gibi bir “Miroğlu” başa çıkabilirdi. O da, Allah’ı var, kendisinden beklenenleri geri çevirmedi ve rant bekleyenlerin karşısına aslanlar gibi dikildi.
Sanılmasın ki, belediye başkanlığından uzaklaştı, Erdek’te istediğimizi yerine getirebiliriz düşüncesinde olanlar, bundan sonra rahatlıkla iş yapacaklar. Önce Hüseyin Sarı engelini aşmak zorundalar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.