YIKINTIYA UĞRATAN İNSANLAR

Toplumda gördüğümüz üzere birçok insan en yakınında olan insanlar olmak üzere, yalan yanlış anlatılan her şeye inanarak hesap sorma çabası içerisindedir. Hâlbuki bu konuda yapılması gereken bir insanın kendisiyle alâkalı olan durumu, o insanı karşısına alıp sakin üslupla konuşmasıdır. Savunmak anlatmak isteseniz dahi dinlemeyene hiç bir şey anlatamazsınız. Ancak kişinin kendi değerini hiçe sayarak elde edilen davranışta bulunması da koca bir hiçtir. Peki bu konuda yapılması gereken nedir? Öncelikle kanıtlamaya çalışmayın nitekim karşınızdaki insan hâkim değil ve sizde bir suçlu değilsiniz. Yanlış intiba sonucunda size bu konu aktarılmıştır ve sizde insanların sizi yargıladığı davranış ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Ondan dolayı konunun doğrusunu ilgisi olan kişiye anlatın, karşınızdaki kişinin anlayıp anlamaması ona kalmıştır.

Siz mahkûm sıfatında değilsiniz. Susmak çözüm değildir, ayrıca mahkûmlara dahi savunma hakkı verilir. Hayatımızın her alanında herhangi bir problem de neyin ne olduğunu, anlamadan direk karşımızda ki insanı suçluyoruz. En çok kurduğumuz cümle “Yine ne yaptı “ ey insanoğlu karşındaki insanla konuştun mu, durumun ehemmiyetini öğrendin mi? Doğrudan suçluyor ve kızıyorsun. Büyüklerin ağzından çıkan cümle “eh ne yapayım benim gücüm ona yetiyor” buna sebep olan nedir? Diye sorduğunda “en yakınım o, karşımdaki kişi başka bir insan ben böyle öğrendim” peki ya hiç düşündün mü öğrendiğin yanlış ise ve hayatına çok büyük zarar veriyorsa. Artık kendi yaşantında doğru yanlış herşeyi elekten geçirmenin vakti geldi de geçiyor ve maalesef sen bunun farkında değilsin.

Komşunuza arkadaşınıza veya en güvendiğiniz insanlara tanımlanan her şeye inanabilirsiniz. Lâkin inandığınız her şey doğru olmayabilir. Bilhassa duyduğunuz ne varsa başka bir insana aktarmanın gereği var mı? Keza böyle bir şey yaptığınızda dedikodu, laf getirip götürme, ayrıca en önemlisi o kişilerin günahını almanıza sebep olur. İletişim kurduğunuz insanları iyi seçmelisiniz. Hayatınızı derdest edip bir anda yıkıntıya uğratan insanlar sizin hayatınızda var olmamalı. Yaşam alanınızı enkaz yığınına döndüren, arkanızdan iş çeviren hiç kimsenin yanınızda yörenizde bulunmaması gerekir. Kurduğumuz iletişim güven vermelidir. Dünya hâli düşersin kalkarsın her düştüğünde yanında olan insanlar, sizi hayli önemseyen değer veren sizin hakkınızda yalan yanlış konuşan insanları susturan insanlardır.

Buna sebep olan en önemli şeylerden bir tanesi de insanlara değerinden fazla değer vermektir. Herkes sizin gibi olamaz genellikle biz herkesi kendimiz gibi zannederek hareket eder ve kendi merkezimize alırız. Karşımızdaki insana yüreğimizi açarız. Fakat en üzücü yanıda güven telkin ettiğini zannettiğimiz insanlar, tam tersi güvensizce davranış sağlayarak bizi hayal kırıklığına uğratır. O yüzden neyin ne olduğuna bakıp karşımızdaki insanı iyi analiz ederek, hayatımıza koymamız gerekir. Aksi takdirde gerçeği anlatmayan yanlış bir izlenim bırakan insanlara inanırsak zarar gören üzülen bizler oluruz ve yaşantımızda derin bir iz bırakan insanlar olur vesselâm.