Özgür Olduğuna Emin Misin?

Gerçek özgürlük ne? Özgür olduğunu nasıl anlarsın? Özgürlüğün peşinden hangi amaç; hangi niyetle, hangi hedefle, hangi hedef için koşarsın? Özgür olduğunu anlamak için sana birkaç öneride bulunacağım.

Özgürlüğün ilk adımı zihinsel özgürlük. Yani düşüncelerinde, fikirlerinde, hayallerinde, umutlarında, planlarında, projelerinde, yapabilirdiklerinde özgür olmak, zihnine sınırlar koymamak. Bu çok önemli. Özgür zihnin, özgür düşüncenin en büyük düşmanı gerçekçiliktir. Yani gerçekçiliğin bizi manüple etmesidir aslında.

Tabi ki gerçekçi olacağız, tabi ki rasyonel bakacağız olaylara ama ben gerçekçi olacağım diye zihnime "onu yapamam, bunu alamam, şu krediyi çeksem faizi bu kadar, bunu nasıl ödeyeceğim, bu mesleği nasıl yeniden oluşturacağım ya da kuracağım, ben bu düğünü yapamam, ben bu seyahate çıkamam" derseniz rasyonel olacağım ben sadece akılcıyım, gerçekçiyim, sadece aklımı kullanıyorum diyerek zihninizin bütün yaratıcı gücünü, fikirlerini, bir şeyi oluşturma çabasını, oluşturacağı zamanki çözümlerini, hepsini sabote etmiş olursunuz. Yani mantıklı olmak özgürlüğe engel mi derseniz direkt olarak evet engel diyemem ama şu var; siz mantıklı olun yine ama bir yandan da bunun olabilirliğini de detaylı bir şekilde araştırın derim.

Sonra özgürlük için ikinci seçenek şu; başkalarının özgürlüğüne müdahale etmeden oluşturduğunuz özgürlük alanı. Yani bu klasik sen yüksek sesli müzik dinlersen başkalarının özgürlük alanına müdahale etmişsin gibi bir şey değil. Giyim tarzı, siyasi fikirler, hayat görüşü, görüş alanınızı ne kadar açarsanız ona uygun yaşayacaksanız, başka insanların görüş alanlarına müdahale etmemeli ya da bu konuda ısrarcı ya da zorlayıcı olmamalısınız.

Özgürlük istediğin zaman istediğini söylemek, istediğin fikri paylaşmak, istediğin espriyi yapmak, istediğin eleştiri yapmak, istediğini giymek, istediğin yere gitmek ya da canının istediğini yapmak değil. Toplum kuralları, sosyal normları da göz önüne alarak karşınızdaki kişiyle empatik bağları kopartmayarak, bunu yaparsam buradaki etkisi ne olur, buradaki insanlara etkisi ne olur, bunları da göz ardı etmeyerek sağduyu ile hareket etmek demektir. Bakın sağduyu özellikle vurguluyorum, sağduyu kullanmadığınız empatik olmadığınız süreçte yaptığınız şey özgürlükten ziyade karşı tarafı istismar ya da onların haklarını tecavüzden öteye gitmeyecektir.

Özgürlüğe heveslenmek, özgür olmaya çalışmak, özgür düşünmek, özgür hareket etmek evet baktığınızda tek başımıza doğuyoruz, bireysel görünüyoruz, dünyada herkes kadar eşit yaşama hakkına sahibiz ama kollektif bilinç dediğimiz bir kavram da var. Yani duygularımız düşüncelerimiz, yaydığımız elektrik, auramız bile kolektife etki ederken, çıkardığımız karbon izi, çıkardığımız çöp miktarı, çevreyi ve hayvanlara verdiğimiz destek ya da zarar... sağlıklı beslenmeye, farmakoloji bilimine gösterdiğimizde tek ya da zarar.

Her şeyi çepeçevre düşündüğünüzde sandığımız kadar da bireysel değiliz. Ve özgür değiliz. Bu anlamda baktığınızda o kadar özgür olmamak aslında tüm dünya üzerinde insanoğlunun sağlıklı, huzurlu ve barış içinde yaşayabilmesi için oldukça önemli çünkü bu gerçek özgürlük değil. Hedeflediğimiz özgürlüğün alanı, sınırı, bize faydası ve zararı, ne kazandıracak bunlara bakmak da çok önemli. Yani körü körüne özgürlük nidaları atıp da yine söylüyorum yakarak, yıkarak, insanları kırarak ya da ucunda bir şey elde etmenize gerek yok çevrenize bir faydanız olmadan atacağınız adımları kontrol etmezseniz bu yine aslında amacına ulaşan bir özgürlük olmayacaktır.

Öyleyse özgür bir dünya için sağduyuyu; vicdanı, empatiyi, aklı göz önünde bulundurarak, hamlelerinizi en azından biraz düşünüp atarak hedeflediğiniz özgür eylem ve sonuçlarına rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Kalbinizin, duygularınızın ve en çok da sevginizin özgür olması dileğiyle, iyi haftalar dilerim. Sevgilerimle...