Biz Türklerin özellikle Osmanlılara aslında bizim toprağımız olmayan devletlerden aldığımız yıllık haraçları da düşünürsek daha sömürgen sayılabilecek uygulamalar ortaya koyduğumuzu da söylemek pek ala mümkündür.
Bize haraç ödemeyen devlet sayısı oldukça azdır. Avusturya, Macaristan, gibi devletler bize direk haraç öderken Rusya bizim idaremizde bizim bağımlımız olan kırım hanlığına haraç ödemiştir. İran haraç güzar olmuş daha pek çok devlet haraç ödemiştir.
Hatta bugün dünyanın süper gücü olan ABD bile bir zamanlar bizim eyaletimiz durumunda ki Cezayir dayılığına Akdeniz de ticaret yapabilmek için gemilerine korsanlarımızın saldırmaması için yıllık haraç ödemiştir.
Bu ABD tarihinde ABD’nin yaşadığı tek haraç ödediği devlette Osmanlı devletidir. Bütün bunlar gösterir ki bugün bizler ne dersek diyelim. Her imparatorluk kadar Osmanlı devleti de sömürgendir. Haliyle imparatorluk olan her Türk devleti de sömürgendir.
Asya da kurulan Türk devletleri de Çini, Hindistan’ı vergiye bağlayıp yağmaladıkları gibi batı hunları Avarlar, Bulgarlar ve Peçenekler Osmanlılar da Avrupa sahasını yağmalamışlar Avrupa devletlerini haraca bağlamışlar bu yüzden biz Türklerin sömürgen olmadığımız iddiası tam manasıyla yerinde bir iddia değildir. Kanaatindeyim.
Ancak biz Türklerin ve Osmanlıların diğer Avrupa devletlerinden farklı olmamızı sağlayan bir uygulama bizim eski dünya karalar topluluğu dışına çıkmayıp Amerika kıtasında Okyanusya kıtasında sömürge sahaları oluşturup buraları sömürme yoluna gitmeyişimiz olmuştur.
Bunun sebebi bizim az sömürgen olmamızdan değil elimizde ki toprakların yeter büyüklükte olup toplum ve yönetim olarak yeni topraklara ihtiyaç duymamamızdandır. Şunu da belirtmek isterim ki biz Türklerin sömürgen yani Avrupalılar gibi kıtalar arası sömürge sahaları koloniler kurmamamızda İslamiyet’in hiçbir rolü ve etkisi de olmamıştır.
Şunu da belirlemek isterim ki insanın insana değer vermesini sağlamayı amaçlayan en mütekamil din İslamiyet olmasına rağmen insanı insana boyun eğdiren kul eden kölelik sistemini de yasaklayıp ortadan kaldıranlar nedense Hıristiyanlar özellikle İngilizler olmuştur. Sömürgen olmadığını özellikle vurguladığımız Osmanlı devleti köleliğin en son kaldırıldığı devletlerden biri olmuştur.
Köle ticaretinin önemli merkezlerinden olan İstanbul başta olmak üzere Osmanlı döneminde Afrika sahasında ki Osmanlı eyaletleri köle ticaretinin ham maddesini sağlayan sahalar olduğu gibi Osmanlının parçası sayılan kırım hanlığı da köle ticaretine malzeme sağlayan önemli sahalardan biri olmuştur.
Sözün kısası biz Türklerde Türk devletleri de haliyle Osmanlıda biz ne dersek diyelim az çok sömürgecilik faaliyetlerinde bulunmuş hakimiyeti altında ki sahaları ve toplulukları sömürebilmek için kendilerince ellerinden geleni ortaya koymuştur. Bir farkla ki bu uygulamalar hakimiyet sahasında yeni kıtalara ulaştırmak ihtiyacı duymadığından yeni kıtalara taşmamıştır.
Şunu da vurgulamak gerekir ki Osmanlı devleti emri altında ki her toprağa aynı uygulamayı yapmamıştır. İslam dini açısından kutsal sayılan bölgelerde özellikle hicaz bölgesin de tımar sistemi uygulamadığı gibi başka yerlerden elde ettiği sömürge sonucu gelirleri bu sahada ki topluluklara bu sahanın hizmetine harcamaktan çekinmemiştir. Bu yüzdendir ki Osmanlının ve Türklerin sömürgenliği Avrupalıların sömürgenliği gibi sistemli ve düzenli değildir. Bunun dışında farklılık yoktur.