SON DAKİKA
Hava Durumu

Mehmet Akif Ersoy’un Edebi, Siyasi ve Fikri Yönleriyle Hayatı

Yazının Giriş Tarihi: 11.01.2024 06:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.01.2024 14:40

Akif’in Mısır’daki hayatı da pek parlak geçmemişti. Maddî yönden bir yığın hüzün ve kederle sarsılan varlığı, ölünceye kadar da, maddî imkânsızlıkların kıskacında ezilmiştir. Aslında Âkif, isteseydi, istemeye tenezzül etseydi, kendisini Mısır'a davet eden aziz dostu Abbas Halim Paşa’dan bir hayli istifade edebilirdi.

Onun kimseden himaye istemeyen tavrı nedeniyle Mısır’da da zorlaşan yaşamının getirdiği baskı ve vatan özlemi yaşanın hayli ilerlemiş olması ve bazı hastalıkları nedeniyle yurduna dönme özlemini getirdiğini görmekteyiz. Nitekim yurduna yani Türkiye’ye dönen Akif’in mütevazı bir yaşamla ömrünü tamamladığını görmekteyiz. Onun ömrünün sona erişi 27 Mart 1936 tarihinde gerçekleşmiştir.

Hayatı gerek kişisel yaşamı açısından gerek taşıdığı İslamcılık fikrinin topluma hakim kılma açısından büyük mücadelelerle geçmiştir. Kendisi zaruret içinde olmasına rağmen İstiklal marşının kabulü konusunda açılan yarışmada eserinin birinci seçilip ulusal marş olarak Türk devletine marş kabul edilmesi dolayısıyla kendisine verilen 500 liralık ödülü almayıp Türk ordusuna hediye etmesi onun ne kadar karakter ve hamiyet sahibi olduğunu gösteren bir davranışı olmuştur.

Yine İstiklal Marşını Safahat adlı eserine koymayıp milletine ve ordusuna armağan ettiğini belirtmesi de aynı özellikte bir davranışıdır. Ne var ki son dönemlerde Almanya’daki Geman’ın oradaki bir Türk okulundan İstiklal Marşı için telif ücreti istemesi ülkemizin Mehmet Akif’in varislerine destek olmadığı gibi eserlerine de hatta kendisinin timsali olan İstiklal Marşına da tam sahip çıkmadığını ortaya koyan bir icraat olmuştur.

Bu olay Mehmet Akif Ersoy’un milletimize armağanı olan İstiklal Marşının telif haklarının ülkemiz adına tescilinin yapılıp kamulaştırılmasının sağlanmadığını açıkça ortaya koymuştur. Şuanda durum nedir? Kesin olarak bilememekteyim. Umarım bu açık kapatılmış İstiklale Marşımızın kamulaştırılması telif hakkının ülkemiz adına tescilinin gerçekleştirilmiş olması tamamlanmıştır.

Mehmet Akif Ersoy bütün çabalarıyla eserleriyle Türk toplumunun yetiştirdiği ender edebiyatçılarımızdan biridir. Onu ölümünün 86. Yılında anarken kendisine tanrıdan rahmet diliyor. Tüm Türk milleti olarak onun edebiyatçılığına saygı duyan bir toplum olmamız gerektiğinin altını çiziyorum. Mehmet Akif Ersoy’u toplum olarak sadece İslamcı bir şair veya İstiklal Marşını şairi olarak değil Türk toplumunun yetiştirdiği kendine has nesire çalan şiirleriyle vesair eserleriyle ender bir edebiyatçımız olarak değerlendirip anmamız gerektiğini belirtmek istiyorum.

Bize İstiklal Marşını armağan eden Mehmet Akif Ersoy’u ölümünün 87. Yılında anıyor huzurunda hürmet ve minnetle eğiliyor ruhun Şad olsun diyorum. Milletimin sadece İslamcı kesiminin benimsemesinden kurtarılıp tüm milletime mal olması gereken bir şahsiyet olduğunu vurgulamak istiyorum.

Ne yazık ki milletimizin Türk milliyetçileri ve İslamcı kesimi Mehmet Akif Ersoy’u o kadar fazla benimsemektedir ki bunun neticesi olarak Türk İslamcı fikir ve Türk İslam sentezi taraftarları Arap etkisi altında kalmış kitleler saltanat ve hilafet yanlıları gibi kitlelerin hedef aldığı düşman olduğu toplumun karşı olduğu kitleler rakiplerinin düşmanı olmak gayreti ile onların sembolleştirdiği Mehmet Akif Ersoy’u da farklı değerlendirmekte bunun sonucu olarak benimseyip gereği gibi sevip değerlendirememektedirler. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.