SON DAKİKA
Hava Durumu

Hilafetçiler’in ve Osmanlıcılar’ın Ön Plana Çıkardıkları Selahaddin Eyyubi

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2025 09:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2025 09:04

Özetle, tarih okurken önce tarihçiliğin bilimsel metotları hakkında bir ön bilgimiz olmalıdır. Selahaddin-i Eyyübi'nin soyu hakkında ünlü tarihçilerin fikir birliği onun Kürt soylu bir İslam komutanı olduğu yönündedir. Ünlü tarihçilerin görüşleri ise şöyle;

İlber Ortaylı'ya göre; Selahaddin Eyyubi, bir Kürt prensidir, bir Kürt beyidir. Kürtçe konuşur. Ancak ne kadar Kürtçülük yapar onu bilemem demektedir.

Mustafa Armağan'a göre;

Selahaddin Eyyubi'nin Kürt olduğunu iddia eden 4-5 Arapça kaynak var elimizde. Üstelik İbn Hallikan gibi bir asır sonra onun soyağacını araştırmış bir tarihçi de çıkmış ki bu bakımdan şanslı sayılırız. İbn Hallikan şöyle diyor:

"Tarihçiler Selahaddin Eyyubi'nin babası ve ailesinin Azerbaycan'ın en ucunda bulunan Duvin şehrinden olduğunda anlaşmışlardır. Burası Gürcüler ülkesinde ve Arran yolundadır. Onlar Kürttü ve Ravâdiye aşiretine mensuplardı ki, bunlar büyük Hezbaniye aşiretinin bir koludur. Babası Duvin'de doğmuştur. Dedesi Şâdi, Şirkûh ve Necmeddin Eyyub adlı oğullarıyla birlikte önce Bağdat'a, sonra da Tikrit'e yerleşmiş. Dedesi Tikrit'te ölmüş ve adına bir türbe yapılmıştır. Onların soyağacını dikkatlice inceledimse de, Şâdi'den daha geriye gidemedim." demektedir. (Minorsky'nin "Prehistory of Saladin" adlı incelemesinden, s. 125)

İbn Hallikan'ın dediklerinden çıkan sonuçlar:

1) Selahaddin Eyyubi'nin kökeninin Kafkasya'da Müslümanların kilit noktalarından biri olan Duvin yakınlarında Azanakan köyü olduğu,

2) Kürt oldukları,

3) Hezbanilerin bir kolu olan Revâdi aşiretine mensup olduklarıdır.

Aynı şekilde Kürt tarihçi Şerefeddin'in "Şerefnamesi" de, İbnu'l-Esir gibi tarihçiler de onun “Duvinli Revanda (Revadi) Kürtleri”ne mensup olduğunu yazarlar.

Selahaddin-i Eyyübi'nin Türklük bağlantısıyla ilgili tarihi kaynak kabul edilen kişi Ramazan Şeşen'dir. Ramazan Şeşen Selahaddin Eyyübi'nin aslen Arap, sonradan Kürtleşmiş daha sonra da Türkleşmiş bir aileden geldiğini söyler. Bu tanımlamanın bilimsel bir karşılığının olup olmadığı ise bilinmiyor. Ramazan Şeşen'in iddiası şöyle:

“Türk-Kürd-Arap karışımı melez bir aile olan Eyyûbîler, Hezbâniyye Kürdlerinin Ravadiyye kolundandır. Ravâdîlerin en eski ataları Ravvad b. Müsennâ el-Ezdî Yemen Araplarından olup 141/758 yılında Abbasî halifesi Ebû Caferel-Mansur tarafından Basra'dan alınarak aşiretiyle Azerbaycan'a yerleştirilmiş, zamanla bölgedeki Hezbâniyye Kürdleriyle karışarak onların bir kolu haline gelmişlerdi. Selçukluların gelişiyle Türklerle de karışarak Türkleştiler. Eyyûbîler Devleti'nin bir Türk Devleti olduğunda ise şüphe yoktur. Bizzat Selâhaddin devrindeki tarihçiler ve şairler şiirlerinde ve eserlerinde bunu dile getirmişlerdir.”

İsmail Yakıt:

Uzun zamandır tartışılan ve polemik konusu yapılan bir konu var. O da Haçlılara kan kusturan ve onları Kudüs'ten söküp çıkaran ve Eyyubî Devleti'nin ünlü sultanı Selahattin Eyyubî'dir. Peki, Selahattin'in nesi tartışılıyor? Tek kelimeyle kimliği ve nesebi ve buna dayanarak kurduğu devletin bir Türk Devleti olup olmadığı tartışma konusu yapılıyor. Yaygın rivayetler onun baba tarafını Kürt olarak gösterirken, birkaç kaynak da Arap olduğunu söyleyerek ona şecere isnat etmektedir. Birçok kaynak da onun Türk kökenli olduğunu belirtmektedir.

Onun kimliğini ve nesebini tayin etmede kaynaklar ne derece güvenli, dönemindeki tarihi ve kültürel veriler ne derece incelendi? Selahattin kendini ne olarak hissediyor? Bunların belgeleri var mıdır? İşte cevabını aramamız gereken sorular bu ve bu nevi sorulardır.

Mısır, Suriye, Fırat havzası (Irak) ve Yemen bölgelerinin hükümdarı, Eyyubî Devleti’nin kurucusu, Hıristiyanların 88 yıl egemen olduğu Kudüs'ü Hittin savaşıyla Haçlılardan geri alan ve III. Haçlı seferini etkisiz hale getiren tarihe mal olmuş büyük bir kahramandır. Mehmet Akif'in ifadesiyle "Şarkın en sevgili Sultan", Fransız tarihçi Champdor'un beyanıyla "İslam'ın en saf kahramanı"dır.

Asıl adı "El-Meliku'n-Nasır, Ebu'l-Muzaffer Selahattin Yusuf bin Necmettin Eyyup bin Şazi el-Eyyubi'dir. El-Meliku'n-Nasır. Yardıma koşan Sultan anlamında olup I. lakabıdır. Ebu'l-Muzaffer Galip gelenlerin babası anlamında olup künyesidir. Selahattin Dinin iyileştiricisi anlamında olup II. lakabıdır. Yusuf asıl adıdır. Necmettin Eyyub babasımn lakabı ve adıdır. Şazi (Bazı kaynaklarda Sadi okunmuş) de dedesinin adıdır. El-Eyyubi ise şöhretidir.

Selahattin H. 532/M.1138 yılında Selçukluların Tikrit Valisi olan Necmettin Eyyub'un oğlu olarak Tikrit'te dünyaya gelir. Babası Musul Atabeği İmadüddin Zengi ile yakın dostluk kurduğundan aynı yıl Musul'a gider ve Zengi'nin hizmetine girer. Zengi de 1139'da Ba'lebek'i zapt eder ve Necmettin'i buraya vali olarak atar. Kardeşi Esedüddin Şirkuh'u da kumandanları arasına alır. İmadüddin Zengi ölünce oğlu Nurettin Mahmud, Halep ve civarının hükümdarı olur ve Şirkuh'u yanına alır. Necmettin Eyyub da Dimeşk Atabegliğine yani Tuğtekinliler'e bağlanır. Gerek Necmettin ve gerekse Şirkuh iki kardeş, Nurettin'in Haçlılara karşı mücadelesinde ve Dımeşk'i ele geçirmesinde yardım eder. Böylece Nurettin, Necmettin'i Dimeşk valisi, Şirkuh'u da ordu komutanı yapar. İşte Selahattin böyle bir ortamda yetişir, iyi bir eğitim görür, genç yaşında Haçlılara karşı seferlere katılır. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.