SON DAKİKA
Hava Durumu

Eyüp’teki Türbede Sultan’ın (Fatih’in) Eyyub’ü Yatmaktadır

Yazının Giriş Tarihi: 03.09.2025 09:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.09.2025 09:15

Ebû Eyyüb son derece cömert, eli açık bir insandı. Her gün Hz. Peygamber'e sofra hazırlamayı adet edinmişti. Yine bir gün Allah Rasûlü yanında Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer ile Ebû Eyyûb'un evine geldiler. Ebû Eyyüb Rasûlullah'a önce üzerinde olgunlaşmış ve olgunlaşmamış hurmaların olduğu bir dalı uzattı. Allah Rasûlü "Keşke olgunlarından toplasaydın" buyurunca "Her türlüsünden tadasınız diye böyle yaptım." dedi. Daha sonra bir oğlak kesti, yarısını pişirdi, yarısını da kebap yaptı ve misafirlerine ikram etti. Hz. Peygamber kebaptan biraz alıp, bir yufkaya koyarak;

"Bunu kızım Fatima'ya götür, günlerdir o böylesini tatmadı." buyurdu. Bunun üzerine derhal onu Hz. Fatima'ya teslim edip geldi. Onun ne denli cömert bir kimse olduğu şu örnekte de açıkça görülmektedir; Kölesi Eflah ile kırk bin dirhem karşılığında mükâtebe antlaşması yaptı. Bir müddet sonra insanlar mükâtebeyi çok ucuza yaptığını söylemeye başladılar. Bunun üzerine Ebû Eyyüb Eflah'a mükâtebeyi iptal ettiğini söyledi. Eflah'ın ailesi ise kölelikten kurtulmuşken, tekrar köleliğine dönecekleri için serzenişte bulundular.

Bir müddet sonra ise Ebû Eyyüb Eflah'ı yanına çağırdı ve ona:

“Seni azad ediyorum, bundan böyle hürsün, mükatebe için topladığın paralar da senin olsun. Ben senden herhangi bir karşılık istemiyorum.” Dedi.

Çok cömert idi. Evi herkese açıkdı. Eline geçeni Allah yolunda verirdi. Köleleri ve câriyeleri âzâd eder, onlara ihsânda bulunurdu. Sünnet-i seniyyeye çok bağlı idi. Dünyayı sevmez, dünyalıktan hoşlanmazdı

Ebû Eyyüb haksızlıklara tahammül edemez, doğru bildiğini söylemekten çekinmezdi. Cihad maksadıyla gittiği Mısır'da vali olan sahâbî Ukbe b. Âmir'in akşam namazını geç kıldırdığını görünce onu uyardı. Resûl-i Ekrem'in akşamı geç kıldığının zannedilmesine sebebiyet vererek halka kötü örnek olmamasını söyledi. Namazları müstehap olan vakitlerinde kıldırmayan Medine Valisi Mervân b. Hakem'e muhalefet eder, Resûlullah'a uyduğu takdirde kendisine uyacağını, aksi halde aleyhinde bulunacağını açıkça söylerdi. Bir gün Ebû Eyyûb'u Resûl-i Ekrem'in kabrine başını dayamış olduğu halde ağlarken gören Mervân bu hareketinin sünnete aykırı olduğunu söyleyince Ebû Eyyüb, "Ben bu mezar taşına değil Resûlullah'a geldim. Onun, 'din işlerini ehliyetli kimseler üstlendiği zaman kaygılanmayın; ancak ehil olmayanlar başa geçince ne kadar ağlasanız yeridir' dediğini duymuştum" diye cevap verdi. (Müsned, V, 422)

Medine döneminden itibaren Hz. Peygamber'den hiç ayrılmadığı halde Ebû Eyyüb el-Ensârî'den sadece 150 hadis rivayet edilmesinin iki önemli sebebi vardır. Bunlardan biri hadis rivayetinde çok titiz olması, diğeri de ömrünün savaşlarda geçmesidir. Kendisinin bilmediği bir hadisi Ukbe b. Âmir'den bizzat rivayet etmek için Medine'den Mısır'a kadar gitmesi, söz konusu titizliğin eşsiz bir örneğini ortaya koymaktadır. Ondan hadis rivayet edenler arasında İbn Abbas, İbn Ömer, Berâ b. Azib, Enes b. Mâlik, Câbir b. Semüre gibi sahâbîler ve Saîd b. Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Sâlim b. Abdullah, Atâ b. Yesâr gibi tâbiîler bulunmaktadır.

Ebû Eyyûb Rasûlullah'ın vefatından sonra da Hz. Ebû Bekir zamanında yapılan bütün seriyye ve gazvelere katılmış, Hz. Ömer döneminde Suriye, Filistin, Mısır fetihlerinde yer almıştır. Hz. Osman'ın hilafetinde gerçekleşen Kıbrıs seferinde de bulunmuştur. Hz. Ali zamanında Ali-Muaviye çekişmesinde Hz. Ali'nin yanında yer alarak, Cemel ve Sıffin savaşlarına katılmıştır. Hz. Ali'nin Haricilerle olan mücadelesinde de onu yalnız bırakmamıştır. Ebû Eyyûb el-Ensârî Emeviler dönemindeki İstanbul Kuşatmasına ileriki yaşına rağmen katılmaktan geri durmamış, son nefesine kadar Hak yolunda cihad eden bir mücahid olmuştur.

Ebû Eyyûb'un rivayet ettiği hadislerden kırk tanesinin şair Bâkî tarafından Türkçe'ye tercüme edildiği bilinmekle beraber bugüne kadar eserin herhangi bir nüshasına rastlanmamıştır. Nûreddin Ali b. Ahmed el-Karafi el-Ensârî'nin (8. 940/1533) Nefeḥâtü'l-abiri's- sârî bi-ehâdîşi Ebi Eyyüb el-Enşârî adlı eserinin nüshaları Süleymaniye, Ayasofya, (nr. 942, 2102); Hafid Efendi, (nr. 44); Reisülküttab Mustafa Efendi, (nr. 276), Nuruosmaniye (nr. 940) ve Beyazıt Devlet (nr. 1077) kütüphanelerinde bulunmaktadır. Bu nüshalar 67-97 varak arasında değişmektedir. Şeyhülislam Balizâde Mustafa Efendi'nin Mecmu'u'l-hadis bi-rivayeti Ebi Eyyüb el-Enşârî adlı eseri ise Millet Kütüphanesi'ndedir. (Ali Emîrî, nr. 2447, 30 varak)

Eserin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ndeki nüshasının (III. Ahmed, nr. 568, 62 varak) adı Kitab fimâ reváhu Ebû Eyyüb el-Ensâri mine 'l-hadis'tir. Abdülvehhâb b. Mustafa eş- Şâmî'nin Kevkebü's-sârî bi-eḥâdîşi seyyidinâ Ebi Eyyüb el-Enşâri adlı eseri Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır. (Dârülmesnevî, nr. 161, vr. 84-109) Ebü'l-Mevâhib Ahmed b. Îså er-Reşîdî er-Ridvânî'nin Kütü'l-kulub fi ehâdişi Ebi Eyyub'u Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde (III. Ahmed, nr. 570, 77 varak), Muhammed b. Mustafa ed-Desûki'nin Fethu'l-meliki'l-bârî bi-şerhi ba'zi eḥâdîşi Ebi Eyyub el-Enşârî adlı eseri de Süleymaniye Kütüphanesi'nde (M. Arif M. Murad, nr. 5/1, vr. 1-75, müellif hattı) bulunmaktadır. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.