SARI “DENİZ YOKSA NEFES DE YOK”

Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nde yaşanan ekolojik sorunlara ve çözüm yollarına dair çarpıcı bilgiler paylaştı. Özellikle müsilajın ekosistemde yarattığı hassasiyetlere dikkat çeken Sarı, deniz çayırlarının ve pina türünün korunmasının önemini vurguladı.

Sarı, “100 metrekarelik bir alanda 165 pina tespit ettik. Dünya Doğayı Koruma Birliği, 10 adetten fazlasını gördüğünüzde hemen haber verin diyor. Bizde 165 tane var. Bu olağanüstü bir değer. Üstelik tüm kirliliğe rağmen yeni yavrular da tespit ediyoruz. Marmara’nın sembolü olmaya aday bir türden söz ediyoruz.” dedi.

Deniz çayırlarının, denizlerin akciğerleri olduğuna dikkat çeken Sarı, “Bir metrekare deniz çayırı, günde 10 ila 20 litre oksijen üretiyor. Soluduğumuz her iki nefesten biri denizlerden geliyor. Ama biz bunun farkında değiliz. Belediyelerin plajlarda bilgilendirme panoları asması, vatandaşın deniz çayırlarının değerini öğrenmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler’de Marmara Denizi’nden çekilen bir pina fotoğrafını dünyaya tanıttığını hatırlatan Sarı, bunun gurur verici olduğunu ancak kamuoyunda yeterince bilinmediğini söyledi.

Etkinlikte ayrıca Denizcilik Bakanlığı kurulması önerisi de gündeme geldi. Sarı, bu konuda sorulan soruya, “Çok geç kaldık. Denizlerimizi kirlettik, balıklarımızı kaybettik. Denizcilik Bakanlığı bir zorunluluk haline geldi. Ama asıl mesele denizleri yaşamın bir parçası olarak görmek ve buna uygun yasalar çıkarmaktır.” sözleriyle yanıt verdi.

Balıkçılığın sürdürülebilirliği konusunda da önemli uyarılarda bulunan Sarı, kültür balıkçılığı ve doğal avcılık arasındaki sorunlara değinerek, “Bugün kültür balıkçılığında bir kilogram çipura yetiştirmek için yaklaşık 6 kilogram doğal balık avlamak gerekiyor. Doğadaki balıklar bitmeden bu sistemin sürdürülebilirliği mümkün değil.” dedi.

Türkiye’de kişi başına yıllık balık tüketiminin 6 kilogram civarında olduğunu belirten Sarı, Avrupa ülkelerinde bu rakamın 20 kilogramı aştığını ifade etti. Ancak artan tüketim için öncelikle denizlerin korunması gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Sarı, sözlerini “Hayatımız denize bağlı. Deniz yoksa nefes de yok, iklim de yok. Bu bilinç toplumun tüm kesimlerine yerleşmeli.” diyerek noktaladı.

7. Bandırma Kitap Günleri, Sarı’nın çevre ve deniz bilinci üzerine yaptığı bu etkili konuşmayla tamamlandı.

Haber: Serhat Barış