BANDIRMA VE ERDEK’TE MÜBADELE İZLERİ MASAYA YATIRILDI

Bandırma Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 34’üncüsü gerçekleşen Uluslararası Kuşcenneti Festivali, göç ve kimlik temalı anlamlı bir panelle devam etti. “Sıla mı, Vuslat mı? Mübadele ve Mübadelelik” başlığıyla düzenlenen etkinlikte, mübadele süreci hem akademik hem de yerel tarih perspektifinden ele alındı.

Cumhuriyet Meydanı’ndaki Küçük Sahne’de gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Esat Halil Ergelen üstlendi. Konuşmacılar arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kemal Arı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Karayaman ve tarih araştırmacısı Alis Altan yer aldı.

Etkinlikte ilk sözü alan Alis Altan, mübadelenin yalnızca siyasi bir karar değil, aynı zamanda derin bir insani travma olduğunu belirtti. “Lozan’da 30 Ocak 1923’te imzalanan anlaşmayla başlayan bu büyük göç, 1930’a dek sürdü. Dili ya da ırkı değil, yalnızca dini esas alan bir uygulamaydı. Mübadil, sadece bu anlaşma kapsamında yerinden edilen kişidir.” diyerek kavramın tarihsel çerçevesini çizdi.

Bandırma ve Erdek Bölgesindeki Etkiler Konuşuldu

Prof. Dr. Mehmet Karayaman ise Bandırma ve Erdek bölgesine gelen mübadillerin demografik yapısına dair detaylı bilgiler sundu. Bölgeye yaklaşık 20 bin kişinin yerleştirildiğini ifade eden Karayaman, “1500’e yakın kişinin kimlik verilerine ulaştık. Çoğunluğu çiftçilikle uğraşan bu insanlar, terk edilmiş Rum ve Ermeni yerleşimlerinin boşluğunu doldurdu. Bandırma’da kurulacak bir göç müzesi, bu tarihsel belleği yaşatmak adına önemli bir adım olacaktır.” dedi.

Prof. Dr. Kemal Arı ise mübadele sürecini Kurtuluş Savaşı sonrası gelişmelerle ilişkilendirdi. Yunanistan’a Türkiye’den sığınanların sayısının kısa sürede 1 milyon 300 bine ulaştığını belirten Arı, bu nüfusun yaşadığı şiddet ve baskının mübadele fikrinin doğuşunda etkili olduğunu anlattı. Panel sonunda Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, konuşmacılara festivale katkılarından dolayı plaket takdim etti.

Haber: Mihriban Nur Uysun