DR. METE ULUÇAY: “HER UNUTKANLIK DEMANS DEĞİLDİR”

Bandırma Royal Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Mete Uluçay, toplumda giderek yaygınlaşan unutkanlık şikâyetleri, demans ve Alzheimer hastalığına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 02.12.2025 08:21
Haber Güncellenme Tarihi: 02.12.2025 08:21
https://www.marmarayasam.com

Hacettepe Üniversitesi’nden 2010 yılında mezun olan, uzmanlığını ise İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2015’te tamamlayan Dr. Uluçay, Ağustos ayından bu yana Bandırma’da görev yaptığını belirterek, özellikle erken tanının taşıdığı kritik önemi vurguladı.

Röportajın başlangıcında kendini tanıtan Dr. Uluçay, farklı özel hastanelerde görev yaptıktan sonra Bandırma Royal Hastanesi’nde hizmet vermeye başladığını ifade etti. Ardından günümüzde sıkça duyulan “bunama”, “demans” ve “Alzheimer” kavramlarına odaklandı. Dr. Uluçay, demansın yalnızca unutkanlıktan ibaret olmadığını, kişinin öz bakımında belirgin bozulmayla ilerleyen ağır bir tablo olduğunu söyledi. Alzheimer hastalığının demansın bir alt türü olduğunu belirten uzman, tüm demans vakalarının yaklaşık üçte ikisini Alzheimer’ın oluşturduğunu aktardı.

Hastalığın başlangıcında kişinin çoğu zaman kendi durumunun farkında olamadığını belirten Uluçay, bu nedenle en gerçekçi bilginin hasta yakınlarından geldiğini ifade ederek, “Demansın erken aşamalarında kişi yüzeysel konuşmalarda gayet normal görünür. Telefonda konuştuğunuzda hiçbir sorun fark etmeyebilirsiniz. Ancak hafıza ile ilgili daha yakın zamana ait sorular yönelttiğinizde tablo ortaya çıkar. Dün ne yediğini, dün akşam haberlerde ne olduğunu hatırlamakta zorlanır. Uzak geçmişi rahatlıkla anlatırken yakın hafızada belirgin bozulmalar görülür.” dedi.

“Demansın En Önemli Risk Faktörlerinden Biri Eğitim Seviyesidir”

Demansın en önemli risk faktörlerinden birinin eğitim seviyesi olduğunu vurgulayan Uluçay, düşük eğitim düzeylerinde hastalığın görülme oranının belirgin biçimde arttığını söyledi. Bununla birlikte, yüksek eğitim seviyesinin de kesin koruma sağlamadığına dikkat çeken Dr. Uluçay, “Yaşam boyu öğrenmek, okumak, gündemi takip etmek, sosyal ilişkileri güçlü tutmak demansa karşı en önemli koruyucu unsurlardır.” diye konuştu.

Aile öyküsünün de bazı durumlarda etkili olabileceğini belirten uzman, demansların yalnızca yüzde onunun genetik olduğunu ifade etti. Özellikle 65 yaş altı aile bireylerinde erken başlangıçlı demans geçmişi bulunan kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.

“Demans, Sadece Unutkanlık Değildir”

Röportajın ilerleyen bölümünde “Her unutkanlık demans mıdır?” sorusuna açıklık getiren Dr. Uluçay, “Hayır, her unutkanlık demans değildir. Bir kişinin demans olarak değerlendirilebilmesi için unutkanlığa ek olarak öz bakımda belirgin bozulma olması gerekir. Kendi kişisel bakımına özen göstermemeye başlaması, ev düzeninin bozulması, mali işlerde dengesizlikler görülmesi önemli belirtilerdir.” ifadelerini kullandı. Özellikle yalnız yaşayan bireylerde hastalığın daha hızlı ilerlediğini, çünkü kötü beslenme ve yaşam düzensizliğinin süreci hızlandırdığını da sözlerine ekledi.

Beslenme konusuna da ayrı bir parantez açan Dr. Uluçay, şeker tüketiminin azaltılmasının oldukça önemli olduğunu belirterek, “Şeker bilişsel fonksiyonlarımızı bozan en büyük etkenlerden biridir. Omega-3 ve dengeli beslenme ise koruyucu rol oynar. Demans hastalarında genellikle tek yönlü beslenme, abur cubura eğilim gibi alışkanlıklar ortaya çıkar. Bu da hastalığın ilerlediğinin bir göstergesidir.” dedi.

Son dönemde 35 yaş üstü bireylerde artan unutkanlık şikâyetlerinin toplumda ciddi paniğe yol açtığının altını çizen Dr. Uluçay, bu durumun çoğu zaman depresyon, anksiyete, uykusuzluk ve dengesiz beslenmeyle ilişkili olduğunu aktardı. Bilimsel olarak “yalancı demans” olarak adlandırılan bu tablonun, Alzheimer ile karıştırılmaması gerektiğini belirtti.

Röportajın sonunda Dr. Uluçay, unutkanlığın yaşlılığın doğal bir sonucu olarak görülmemesi gerektiğini belirterek önemli bir uyarıda bulundu: “İleri yaşlarda unutkanlık normal değildir. Dünyada çok ileri yaşlarda önemli görevler üstlenen pek çok kişi var. ‘Yaşlandığı için unutuyor’ demek, tanıyı ve tedaviyi geciktiren en büyük yanlıştır. Unutkanlığı hafife almak yerine değerlendirmek gerekir.”

Erken tanı ve düzenli nörolojik değerlendirmelerin hayati önem taşıdığını belirten Uluçay, toplumun bu konuda bilinçlenmesinin demans ve Alzheimer ile mücadelede en güçlü adım olduğunu vurguladı. Bandırma Royal Hastanesi’nde vatandaşlara hizmet vermeye devam eden Dr. Uluçay, unutkanlık şikâyeti yaşayan herkesi gecikmeden bir uzmana başvurmasını ifade etti.

Haber: Serhat Barış